İstanbul’da yaşayan Spor Eğitmeni Selin Gül, 7 Temmuz 2023’te arkadaşlarıyla birlikte, İBB Cemil Topuzlu Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda müzikçi Göksel’in konserini izlemeye gitti. Sahneye yakın bir noktada oturan Selin Gül’ün başına, sırasında platformuna bağlı havai fişeklerin görsel gösteri hedefiyle ateşlenmesiyle platformdan kopan bir demir modülü düştü.
Konserde hastanelik oldu
Demir kesim, Selin Gül’ün başına çarptıktan sonra öbür bir bayanı da elinden yaraladı. Kanlar içinde kalan bayan, hastaneye kaldırıldı.
Gül, tedavi sürecinde konser tertibini gerçekleştiren şirketin avukatı ve daha sonra Göksel’in menajeri ile bağlantı halinde olduğunu ve hastane masraflarının karşılanacağı kelamını aldığını belirtirken, masraflarının karşılanmaması üzerine şikayetçi olarak hukuksal süreç başlattı.
Yüzde 65 duyma kaybı
Geçirdiği kaza sebebiyle bir kulağında yüzde 65 duyma kaybı oluştuğunu ve hastane masraflarını karşılayabilmek için bu süreçte arabasını de sattığını tabir eden Selin Gül, müzikçi Göksel’in grubundan tehdit aldığını da argüman etti. Gökselin takımından menajer Banu Göksever, kaza sonrası Göksel’in Selin Gül’ü arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiğini, hususun muhatabının Göksel olmadığını belirterek savların temelsiz olduğunu tabir etti.
“Göksel Hanım’ı dinlemeye gittim”
Olay sonrası yaşadıklarını anlatan Selin Gül, “7 Temmuz akşamı Harbiye Açık Hava Konserinde Göksel Hanım’ı dinlemeye gittim. Arkadaşımla birlikte protokol ikinci sırada oturuyorduk. Maalesef o akşam havai fişek patlatıldığı sırada; havai fişeğin bağlı olduğu demirle birlikte havai fişek tıpkı anda başıma düşüyor, başımdan ardımdaki bayana sekiyor. Benim alnıma, başıma dikiş atıldı. Burada gördüğünüz üzere yanıklar var hala geçmedi. Üç ay bitti, iz olarak kaldı. Daha sonrasında da maalesef öğreniyorum ki kulağımda yüzde 65 duyma kaybı oluyor kazadan dolayı” dedi.
Yaşanan kazaya karşın konserin durmadığını ve vazifelilerden yardım alamadıklarını lisana getiren Gül şunları söyledi:
“Zaten, imajlarda mevcuttur. Konser durmadığı üzere arttan seyirciler ortasında bağıranlar, işte ambulansın art tarafta olduğunu söylediler. Koşturarak kendi imkanlarımızla ambulansa gittik.
Ambulansa gittiğimizde kapalıydı, izlemeye gitmiş. Maalesef ambulanstaki vazifeliler esasen döndüklerinde de stajyerlerdi kâfi değillerdi, ilkyardım bilgileri eksikti. Kendimiz müdahale ederek karga tulumba halde kendimizi hastaneye götürtebildik.
“Kafama dikiş atıldı”
Maalesef, beyin kanaması riskine karşın bu biçimde oldu. Başka bayanın da eli parçalanmıştı ve buna karşın ikimiz birebir ambulansla doldurulup ve oturtularak götürüldük, hiçbir ekipman, hiçbir boyunluk takılmadan. Hastanede başıma dikiş atıldı öbür bayanın eline dikiş atıldı.”
İlk müdahalede duyma kaybının anlaşılmadığını söz ede Gül şöyle konuştu:
Beyin kanaması riski vardı
“Ertesi gün uykusuz kaldım. 24 saat uyumamam gerektiği söylendi, beyin kanaması riskinden ötürü. Ve insanların söylediklerini anlamamaya başladım. Duyamadım, herkes ‘Bir şey mi oldu duyamıyorsun’ diyordu.
Pazartesi günü denetime gittiğinde kesinlikle doktora bunu söyle dediler. Söylediğimde tabip beni işitme testine aldı. Tekraren aldı kesin olabilmesi için. Yüzde 65 sol kulağımda darbeye bağlı olarak bir duyma kaybı var.
Maalesef, bunun üzerine ağır bir halde kortizon tedavisi gördüm ve kortizon tedavisinin sonunda 9 buçuk kilo aldım. Bunun yüzünden de mesleksel prestij kaybı yaşıyorum. Zira, ben bir spor eğitmeniyim. Hiçbir biçimde tedavi kulağıma yardımcı olmadı ve ameliyat olmak zorundayım.
“Ameliyat fiyatları çok yüksek”
Fakat ameliyat fiyatları çok yüksek. Ameliyat olduktan sonra da hiçbir formda duymada kaybolmanın geri gelip gelmeyeceği garanti değil. Hekim bunun kelamını veremiyor. Tekraren farklı hekimlere danışıldı. Hepsi birebir hususta sabit kaldılar.
Bu süreçte hiçbir formda, İBB Kültür A.Ş.’den yani orayı kiraya veren, oradan sorumlu olan, mesken sahibinden ve tertibi yapan şirketin sahibi Oytun Alatay’dan, Göksel Hanım’ın grubundan hiç kimseden hiçbir halde yardım görmedim.
Üstüne birinci olarak Taksim’de özel bir hastaneye götürüldüğümüz; hastanede yapılan süreçlerden ötürü konutuma para ödenmezse süreç yapılacağına dair, kağıt geldi. İcra kağıdı geldi, bunu da yaşadım. Kulağımda darbeden ötürü kemikçik yer değiştirmiş. Bu yüzden yüzde 65 bir duyma kaybına sahibim”
Hastane vasıtasıyla şirketin avukatına ulaştığını lisana getiren Gül şunları lisana getirdi:
“Kendisi tekraren sıhhat mevzularında yardımcı olacaklarını, fiyatlarını ödeyeceklerini belirttiler. Ancak hiçbir ödeme yapılmadı. Ben kendilerini konutuma davet ettim. Zira sıhhati önemli biçimde bilinmeyen olan benim ve dedim ki lütfen konuta gelin.
Oturup konuşalım sıhhat durumumu, nasıl daha uyguna götürebiliriz bunu konuşalım dedim. Kendileri tekraren geleceklerini söylediler. Bu konuşma 7 Ağustos’ta gerçekleşti. Kazadan bir ay sonra ve şu an Eylül’deyiz.
“Hiçbir formda kelamlar tutulmadı”
Maalesef, hiçbir biçimde kelamlar tutulmadı. İBB Kültür A.Ş tarafından hiçbir yetkili tarafından aranmadım. Zira, kendileri sorumlunun tertip şirketi olduğunu söylüyor. Tertip şirketinin avukatı da Göksel Hanım’ın özel isteği olduğunu, havai fişeğin yasak olduğunu bildiği halde kendisinin özel isteği olduğunu belirtiyor.
Yani şöyle bir döngü var. İBB Kültür A.Ş tertip şirketine, tertip şirketi Göksel Hanım’a atıyor. Maalesef bu türlü bir döngü var. Ortada ben mağdur durumdayım.”
Yaşadığı olayın akabinde kalabalık ortamlara giremediğini belirten Selin Gül şunları kaydetti:
“Basınç olan sinema, uçak bunların hiçbirini kullanamıyorum. Hayatım boyunca konsere gidebileceğimi düşünmüyorum nitekim. Şirket beni aradığında bana şöyle bir cümle kullandı; ‘Bütün organizasyonlarınızda sınırsız olarak size bilet verelim’.
Dedim ki; bir daha asla gidebileceğimi düşünmüyorum. Zira fizyolojik tesirlerinden çok ruhsal tesirinden sıyrılamıyorum. Ben Göksel Hanım’ın sesini duyunca irkilip, sıçrıyorum. Hastane masrafları maalesef ödenmiyor. Şu an en en az sayı 300 bin liradan başlıyor ameliyat masrafım.
“Ben hayatımı geri istiyorum”
Üçünden de şikayetçi oldum. Zira, hepsi birbirine atıyor hatası lakin şu an bu hayatı yaşayan benim. 33 yaşındayım, konserden bir gün evvelkiyle şu anki halim ortasında inanılmaz farklar var. Ben hayatımı geri istiyorum.
Başka bir şey istemiyorum. Bir konser hayatımı bu noktaya getirmemeli. Hani, ‘Kazadır, olmuş’ deniyor. Fakat kazadır olmuş değil, kazadan sonrası da değerli. Konser durmuyor. Konser bizden sonra şatafatlı bir formda devam ediyor.
Ekrem İmamoğlu konserin en önüne geliyor ve konserde 15 dakika evvel hiçbir şey olmamış üzere o konser inanılmaz biçimde, benzersiz devam ediyor. Yani ben bunu kaldıramıyorum. Hiç kimse oradaki yetkililere bilgi vermiyor mu? Biz orada ölebilirdik, ambulansla giderken yahut hastanede de ölebilirdik.
Çünkü düşen parçayı görüntülediniz. Üstten düşen demir, sert bir demir. O dikey olarak saplansaydı ben ölebilirdim. Şu an bir duyma kaybıyla bunu kurtardığım için şükrediyorum. İnanabiliyor musunuz? Buna şükrediyorum ve hiçbir şey olmamış üzere davranılıyor”
“Göksel Hanım’ın menajeri tehdit etti”
Gül, “Bir kazadır oldu denerek üstü kapatıldı. Bir geçmiş olsun iletisi bile alamadım. Üstüne üstlük benimle konsere gelen avukat gebe arkadaşımı Göksel Hanım’ın menajeri tehdit etti. TV ya da magazine, bir yere konuşmaya devam edersem, mesleksel olarak berbata gideceğim hakkında; Göksel Hanım’ın grubundan menajeri tarafından tehdit edildim. Hiç güzel olmayan şeyler. Benim sıhhatim aslında elimden gitti. Benim korkacak hiçbir şeyim yok şu an. Tek istediğim adaletin yerini bulması ve sağlığımın yerine gelmesi. Öteki hiçbir şey istemiyorum” ifadelerini kullandı.
Selin Gül’ün avukatı Esra Zirekoğlu şunları söyledi:
“Hukuki süreçte şikayet üzerine tabire çağrıldılar, söze gelmediler. Tekraren söze çağrılmalarına karşın, iki üç defa aranmalarına karşın hiçbirine gitmediler. Gitmemelerinin üzerine şu anda haklarında yakalama kararı çıkartıldı.
Bu süreç içerisinde de Selin Hanım’ın hem maddi ve hem de manevi olarak bir ziyana uğradığı için Çağlayan Adliyesi’nde; İstanbul Merkez Mahkemeleri’nde, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bir dava açıldı.
400 bin liralık bir manevi tazminat
Maddi ve manevi tazminat davası açıldı. 400 bin liralık bir manevi tazminat talebimiz var. Maddi tazminatları şu an için hem bedensel uğradığı ziyan ki; bir organda bu organın işleyişinde bir bozukluk olduğunda yüzde 40’ın üzerinde aslında engelli raporu alınıyor.
Şu an Selin Hanım, o kıstası geçmiş durumda. Ama ameliyatı hem ameliyatın yaratacağı masraflar hem şu vakte kadar çalışamadığı için iş gücü kaybı, arabasının satışı, o ortadaki fark, bir sürü, bunun üzere maddi tazminat kalemleri var.
“Psikolojik dayanak alıyor”
Bunların hepsi maddi tazminat kapsamında talep edildi. Manevi olarak da yaşadığı düşünceler, ruhsal takviye alıyor bunların hepsi Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davada, lakin ne yazık ki şöyle bir durum var.
Dava dilekçesi de kendilerine bildirim edilmesine karşın iki hafta içerisinde yanıt verme mühletleri olmasına karşın bu müddet içerisinde, yasal mühletleri içerisinde yanıt vermediler. İlgili yerlere müzekkereler yazıldı.
Kusur oranları hem aldığımız bilgiye nazaran hem de diğer bir dava verilen uzman raporuna nazaran kullanılmaması gereken bir yerde kullanılan cinste bir havai fişek kullanıldığı için, şirketin ve İBB Kültür AŞ’nin yüzde yüz sorumluluğu olacaktır diye düşünüyoruz. O yüzden de Türk yargısına güveniyoruz ve tazminat taleplerimizin karşılığını bulacağına inanıyoruz”
Organizasyon şirketi ise savlarla ilgili açıklama yapılmazken, İBB Kültür A.Ş. konser alanındaki sorumluluğun, alanın kiralandığı tertip şirketlerinde bulunduğunu belirtti.
